|
|
Berat Gecesi,
Yüce Allah'a yönelerek, O'nun rahmet, şefkat ve mağfiretine sığınılacağı, karardığı düşünülen gönüllerin tövbe ve istiğfarla arındırılabileceği çok özel bir gecedir.
Yaratanına, kendisine, yakın-uzak çevresine ve bütün insanlığa karşı sorumlulukları bulunan bir varlık olduğumuz bu gecede tekrar hatırlanır, bu görevlerimizi ihmal edip etmediğimiz sorgulanır.
Bu mübarek gecenin bize sunduğu manevi iklimde beratımızı almamızın; yüce Rabbimiz’in ilahi mesajına kulak vermekle, ahlakî erdemleri hayatımıza yansıtmakla mümkün olabileceği idrak edilmelidir.
Başkalarının hak ve hukukuna riayetin temel dini ödevlerden olduğu, harama el uzatmanın, kul hakkı ihlalinin ilahi mağfiretten uzaklaştıracağı bilinmeli.
Yaşadığımız hayatın geçici olduğu, Allah katında kalıcı olanın ise imanımızın ve yararlı işlerimizin olduğu fark edilmeli.
İnsanı insan olduğu için sevip, Yaratandan dolayı hoş görüp dünyaya biraz da rahmet penceresinden bakmalı, etrafımıza kin ve nefret yerine, sevgi ve barış tohumları ekmeli.
Yalan, gıybet ve iftira gibi bizi birbirimize düşman eden kötülüklerden uzak durmalı.
"Mü'minler ancak kardeştirler" (Hucurât, 10), "Parçalanıp bölünmeyin" (Âl-i İmrân, 103) ayetlerindeki tavsiyeleri bir kere daha düşünerek, birlik ve beraberliğimizi pekiştirmeli, Sevgili Peygamberimizin (s.a.s.) ifadesiyle, birbirimizi sevmedikçe olgun bir imana sahip olamayacağımız gerçeğini asla unutmamalıdır.
|
|
|
|