|
|
NE SANDIN
Dil ne bilir şekeri şerbeti
Aldığın lezzeti baldan mı sandın?
Ne arı, ne ağaç verir nimeti,
Elmayı, narı daldan mı sandın?
Baharı gönderir al gelin gibi,
Bir hazinedir ki, görünmez dibi,
O Cemil'dir, Cemal Onun tecellisi,
Güzeli yeşilden, aldan mı sandın?
Çok istesen de inadın olmaz,
Taktirden öte muradın olmaz,
O uçurursa senin kanadın olmaz,
Uçmayı kuştan, kartaldan mı sandın?
Gördüğün göremediğin göz Onun,
Bildiğin, bilemediğin öz Onun,
Dediğin, diyemediğin söz Onun,
Kelamı dudaktan, dilden mi sandın?
O dilerse azlar çok olur,
O dilerse varlar yok olur,
Allah dilerse açlar tok olur,
Tokluğu paradan, puldan mı sandın?
İbrahim duada, Nemrutun ateşinde,
Ateşler gülzar olur, türlü esrar içinde,
Oğul razı kurbandır babasının peşinde,
Kesmeyen bıçağı İsmail'den mi sandın?
O'nun sanatı, varlığın nakışında,
O'nun şevkati ananın bakışında,
O'nun rahmeti, suyun akışında,
Suyu pınardan, gölden mi sandın?
Ellerin titrer fer kesilir gözlerden,
Kapılırsın pek amansız bir derde,
Maraz, musibet ancak bir perde,
Ey Kul eceli, Azrail'den mi sandın?
Ameline bakarsın ateşi tartar,
Rahmete bakarsın ümidin artar,
Kurtar bizi Ya Rabbim kurtar,
Gönül necatı, kurtuluşu amelden mi sandın
İBRAHİM SAYAR
|
|
|
|